MUSTAFA TOPAL

MUSTAFA TOPAL

 HOŞGÖRÜ

A+A-

İslâm dini, insanlara hoşgörülü olmayı, onların kusurlarını araştırmamayı emreder. Bir imtihan yeri olan bu dünyada iyilerle kötüler bir arada yaşamak durumundadır. Çünkü imtihan bunu gerektirir.

Bir mü’min, bütün varlıklara ve özellikle insanlara sevgiyle yaklaşmalıdır. Nitekim Yunus Emre, Yaratılmışları severiz, Yaratandan ötürü, diyerek bu gerçeği dile getirmiştir.

Sevgi, kin ve nefretin zıddıdır. Kin ve nefret duygusu taşıyanlar, sevgiden yoksun olan kimselerdir. Bu gibi kimselerden hoşgörü beklenemez.

Hoşgörülü olabilmek için insanlar, birbirlerinin kusurlarını araştırmamalı ve affedici olmalıdırlar. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), bu konuda şöyle buyurmuşlardır: "Herhangi bir kişi, dünyada diğer bir kişinin ayıbını örterse, Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter .”

Öyle ise, bağışlamasını bilmeyen, hoşgörülü olamaz. Yüce Allah, affetmeyi sevmiş ve bizlerin de affedici olmasını istemiştir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: "Onlar, bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever." Resulullah (s.a.v.) da şöyle buyurmuşlardır: "Allah, affeden kulunun şerefini artırır…"

Selamlaşmak da, sevginin ve hoşgörünün yayılmasına vesiledir. Selam, barış ve esenlik dilemek anlamındadır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), mü’minlerden selamlaşmayı yaymalarını, tanıdığı ve tanımadığı her kişiye selam vermelerini istemiştir. Konumuzla ilgili bir hadis-i şerif, şöyledir: "İslam’ın, hangi ameli daha hayırlıdır?" diye sorana, Peygamberimiz şöyle cevap vermişlerdir: "Yemek yedirmen, tanıdığına ve tanımadığına selam vermendir."

Çeşitli konulardaki tartışmalarda kırıcı olmamak ve tenkitte aşırı gitmemek de hoşgörünün bir gereğidir. Kur’an-ı Kerim’de: “(Ey Muhammed!) Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et" buyrulmuştur.

Dinimiz kötülüğe iyilikle mukabelede bulunmayı emretmiştir. Ra’d sûresinde, akıl sahibi mü’minlerin üstün vasıfları sayılırken: “Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır" buyrulmuştur.

Hoşgörünün olmadığı yerde taassup vardır. Taassubun da hiç kimseye bir faydası yoktur. Daima sıkıntı getirir. Aynı dünya üzerinde birlikte yaşadığımız insanlarla iyi geçinme durumundayız. Çünkü gidebileceğimiz başka bir dünya yoktur. Öyle ise, insan olarak birbirimize karşı anlayışlı olmaya, karşılıklı sevgi ve saygıya muhtacız. Müslüman, hoşgörü sahibi ve bağışlayıcıdır Allah Teala gerçek müminleri "Öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler" diye övmüştü

Bu yazı toplam 5396 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum