İstiklal Marşı'nın Kabulü Programı Düzenlendi

Bozüyük’te 12 Mart İstiklal Marşı'nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u Anma Programı düzenlendi.

Metristepe Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programa Bozüyük Kaymakamı Adem Öztürk, İlçe Garnizon Komutanı Mühimmat Binbaşı Caner Yılmaz, Belediye Başkanı Mehmet  Talat Bakkalcıoğlu ve ilçe protokolü katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan program, Bozüyük Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Mehtap Arslan'ın günün anlam ve önemine ilişkin yaptığı konuşma ile devam etti.

Mehmet Akif Ersoy'un milli mücadeledeki rolü ve İstiklal Marşı'nı yazma süreci hakkında bilgi veren Okul Müdürü Arslan; 1. Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan olumsuz gelişmeler, memleketin içine düştüğü sıkıntı, her vatansever gibi Mehmet Akif'i de etkiledi. Tarihimizin bu acı günlerinde Türklerin asırlardır istiklalini korumuş bir millet olarak yaşadığını ve esarete asla tahammül edemeyeceğini haykırdı. Mandacılığa şiddetle karşı çıktı. İzmir'in işgalinden sonra Balıkesir'e geçti ve milli mücadele saflarında yer aldı. İstiklal Savaşı merkezinin Ankara olarak belirlenmesinden sonra Ankara'ya geldi. TBMM'de Burdur milletvekili olarak görev yaptı. Milli mücadele devam ettiği sırada ordunun ve halkın moralini, heyecanını artırmak, toplumda ulusal bilinci pekiştirmek, ulusçuluk duygusunu daha da canlı kılmak amacıyla bir milli marş hazırlanmasına karar verildi. Marş yazılma önerisi önce 1920 yılında İsmet Paşadan geldi. Bu öneri uygun bulunarak 500 lira ödüllü bir yarışma düzenlendi. Yarışmaya katılan 724 şiirden hiçbiri başarılı bulunmadı. Böyle büyük bir güç ve kudreti barındıracak bir şiiri ancak Anadolu'nun çektiği ıstırabı hissedebilecek, onun için yanıp kavrulan bir kişi yazabilirdi. O kişi hiç şüphesiz ki milli mücadeleye gönül vermiş, ulusun derdiyle dertlenmiş Akif'ten başkası değildi. Böyle bir kişinin de milli mücadelenin destanını yazmakta güçlük çekmesi de zaten düşünülemezdi. Bitip tükenmek bilmeyen vatan aşkı ve hürriyete olan sonsuz inancıyla bu marşı sadece o yazabilirdi. Öyle ki onun 'Korkma, cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz' dizeleri beklenen marşın çok öncelerden müjdeleyicisidir.

Ancak Mehmet Akif ödülden rahatsızlık duyduğu için yarışmaya katılmamıştı. Dönemin Maarif Vekili Hamdullah Suphi bey Mehmet Akif'e mektup yazdı ve bir marş yazmasını istedi. Sonuçta milletin ıstırabını derinden hisseden Mehmet Akif milli mücadelenin ruhuna tercüman olan o büyük eşsiz şiirini geceli gündüz, gözünü bir an dahi kırpmadan 48 saatte kaleme aldı. Öyle bir şiir oraya çıkmıştı ki bu şiir bir ulusun trajik bir anda var olup olmama noktasında ihtiyaç duyduğu sonsuz gücü ve her türlü değeri taşımaktadır. Büyük Türk ulusunun tarihinin yılmayan mücadele ruhunu yansıtmaktadır.

Bir ulusun yok olmama, var olma direncinin sonucudur. Kahraman ordumuza adını taşıyan bu şiir 12 Mart 1921 tarihinde TBMM'de İstiklal Marşı olarak kabul edildi. Mehmet Akif ödül olarak verilen 500 lirayı bağışladı. Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra İstanbul'a dönen, ardından gönüllü olarak Mısır'a giden Mehmet Akif siroz hastalığına tutuldu. 27 Aralık 1936 tarihinde vefat etti. Vatan sevgisi, güçlü millet olma ve bu yolda mücadeleyle geçen 63 yıllık ömrü son buldu. Mehmet Akif sadece bir şair değil, Kurtuluş Savaşı'nı 10 kıtaya sığdırarak milli mücadeleyi en mükemmel şekilde dile getiren şahsiyettir. Mehmet Akif Ersoy Türk milletinin bir ferdi olmaktan her zaman gurur duymuş, şan ve şeref dolu Türk tarihine hayran olmuştur. Bunu da eserlerinde yansıtmıştır." ifadelerini kullandı.

Sonrasında İstiklal Marşı’nı okuma yarışmasında ortaokul kategorisinde birinci olan öğrencilerin İstiklal Marşı’nı okuması ve Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri tarafından oratoryo gösterisi gerçekleştirildi.

Program 12 Mart İstiklal Marşı’nın kabulü münasebetiyle yapılan yarışmalarda dereceye giren öğrencilere protokol tarafından ödüllerinin takdim edilmesi ve toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.