KEŞKECİLER, YAPACAKTIM AMACILAR, İYİ Kİ YAPTIMCILAR

MUZAFFER TEKELİOĞLU

Hepimiz bazı şeylerin kıymetini onları kaybettikten sonra anlarız. Sağlığımızın kıymetini hastalandığımız zaman, boş zamanın kıymetini meşguliyetimiz sebebiyle, gençliğimizin kıymetini ihtiyarladığımız zaman anlarız. Ama iş işten geçmiş olur. Kendi kendimize keşke şöyle yapsaydım, keşke öyle davransaydım keşke…Keşke…Keşke…der dururuz.

Küçük bir kasabanın dört ayrı mahallesi varmış.

Birinci mahallede "Evet ama"lar yaşıyormuş. Evet, ama'lar ne yapılması gerektiğini bildiklerini düşünürlermiş. Yapma zamanı geldiğinde ise "evet, ama" diye cevap verirlermiş.

Cevapları hep yanlış olurmuş. Suçu başkalarına atmakta da ustaymışlar.

İkinci mahallede "Yapıcam"lar yaşarmış. Ne yapacaklarını bilirlermiş. Kendilerini yapacakları şeye adım adım hazırlarlarmış, ama yapacakları sırada şanslarını kaçırdıklarının farkına varırlarmış. Bu mahallede insanların dizleri dövülmekten yara bere içindeymiş.

Yaşamı ertelememek için verdikleri kararı bile ertelerlermiş.

Üçüncü mahallede yaşayan "Keşkeci"lerin, hayatı algılama güçleri mükemmelmiş. Neyin yapılması gerektiğini daima en isabetli şekilde bilirlermiş ama, her şey olup bittikten sonra.

Keşkeci'lerin de başları kanarmış hep, duvarlara vurmaktan!

Kasabanın en yeşil bölgesinde, en güzel evlerin olduğu mahallede ise "İyi ki yaptım"lar otururmuş. Keşkeci'ler bu mahallede yürüyüşe çıkar, etrafa hayranlıkla bakarlarmış. Yapacağım'lar Keşkeci'lerle birlikte bu mahallede yürüyüşe çıkmak ister ama bir türlü fırsat bulamazlarmış. Evet ama'lar ise mahallenin güzelliğini görmek yerine, ağaçların gölgelerinin yeterince geniş olmadığından, güneşin daha erken saatte doğması gerektiğinden şikayet ederlermiş.

İyi ki yaptım mahallesindeki insanların kusuru da, beyinlerinde mazeret üretme merkezlerinin olmayışıymış..!

Peki bizler hangi mahallenin insanları olmak isterdik? Tabi ki iyiki yaptımların mahallesi…Günlük hayatımızda yapmayı planladığımız güzel şeyleri ertelemeyelim. Çeşitli mazeretler uydurarak yapmaktan vazgeçmeyelim. Sonra çok pişmanlık duyarız. Geriye baktığımızda keşkelerimiz, evet amalarımız, yapacaktım amalarımız az olsun.

O zaman diyoruz ki hep birlikte iyiki yaptımların yaşadığı mahallelerimizi köylerimizi, şehirlerimizi çoğaltalım. Güzel Bilecik’imizi, güzel Bozüyük’ümüzün iyiki yaptımlarla dolsun. İnsanlarımız mutlu olsun.