UMUDUMUZU YİTİRMEMEK…

MUZAFFER TEKELİOĞLU

Hayatın zorluğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Her geçen gün daha da zorlaşıyor. Hep geçen senelerin özlemini duyuyoruz. Çocukluğumuzu hatırlıyoruz. Çocukluğumuzda yaşadığımız güzellikleri anlatıyoruz dostlarımıza sık sık ve ballandıra ballandıra… Bizim çocukluğumuzda… Diye başlayıp, şimdi nerde o eski günler diye iç geçiriyoruz. Gerçekten de öyle miydi? Yoksa bizim gözümüzde mi büyüyor geçmişin güzellikleri. Eğer sıkıntımız varsa, tad alamıyorsak hayattan, sevgi noksanlığından bahsediyorsak, insanların birbirine olan saygısının azaldığını dillendiriyorsak, yardımlaşma konusunda dert yanıyorsak, biraz daha ileri giderek insanlığın öldüğünden bahsediyorsak, suçu kendimizde aramalıyız diye düşünüyorum.

Evet, belki haklı olduğunuz zamanlar olabilir. Hayat bazen bizim üzerimize abanıyor olabilir. Güzelliklerimizi toz toprakla örtmeye çalışanlar çıkabilir. Bunlarla baş etmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır. Toz toprakla örtmeye çalışanlara karşı umudumuzu yitirmeden silkinmek ve kurtulmak deyince aklıma kör kuyuya düşen eşeğin hikâyesi geldi.

Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyunun birine düşmüş. Niye düşer, nasıl düşer diye sormayın. Eşek bu düşmüş işte. Hayvancık saatlerce acı içinde kıvranmış, bağırmış kendi dilinde. Sesini duyan sahibi gelip bakmış ki vaziyet kötü. Zavallı eşeği kuyunun dibinde melül mahzun bakınıyor. Üstelik yaralanmış. Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırmış. Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kalmış. Sonunda karar verilmiş ki kurtarmak için çalışmaya değmez. Tek çare kuyuyu toprakla örtmekmiş. Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak atmışlar. Zavallı hayvan üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe dökmüş. Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükselmiş ve sonunda yukarıya kadar çıkmış. Köylüler ağzı açık bakakalmış.

Umudumuzu kaybetmememiz gerekiyor. Her gecenin bir sabahı vardır. Yeter ki umudumuzu yitirmeyelim. Bazen bizim için artık her şeyin bittiğini, tüm kapıların kapandığını zannettiğimiz anda bir ışık tüm karanlığı aydınlatır. Gayretimizden bir şey kaybetmeyelim. Allah’a olan inancımızı kaybetmeyelim. Kör kuyuda olsak bile….