Bilecik Müftüsü Ali Erhun, Mirac Kandili dolayısıyla yayımladığı mesajında, ülkemizde yaşanan deprem felaketine dikkat çekti. Yaşanılan sıkıntıların birer imtihan vesilesi olduğuna vurgu yapan Müftü Erhun, “Bizler inanıyoruz ki, her zorluğun ardından mutlaka kolaylıklar vardır.” dedi.

Türk Milleti’nin bugüne dek birçok badire atlattığını belirten Müftü Erhun, deprem felaketinin de yaralarının sarılacağını kaydetti. Müftü Erhun, “Allah'ın izniyle bu imtihanın da üstesinden alnımızın akıyla geleceğiz” derken şu hususlara dikkat çekti:

“Bu durum, elbette bizleri ümitsizliğe ve karamsarlığa düşürmeyecektir. Bizler inanıyoruz ki, her zorluğun ardından mutlaka kolaylıklar vardır. Bizlere düşen, yaşadığımız bütün sıkıntıların birer imtihan vesilesi olduğu bilinciyle bu geçici dünyada bir mümine yakışır şekilde vakur ve asil bir duruş sergilemektir. İçinde bulunduğumuz bu hassas süreçle ilgili üzerimize düşen sorumluluğu harfiyen yerine getirip gerekli tüm tedbirleri alarak birbirimize kenetlenmektir. Biz bu coğrafyadaki bin yıllık tarihinde nice badireyi atlatmış büyük bir milletiz. Biz işgal girişiminden darbe ve teröre kadar nice saldırının üstesinden gelmiş bir devletiz. İnşallah bu zor günleri de geride bırakacağız. Milletçe birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğimiz müddetçe Allah'ın izniyle bu imtihanın da üstesinden alnımızın akıyla geleceğiz.”

Müftü Ali Erhun, Mirac Kandili dolayısıyla yayımladığı mesajında, şu ifadelere yer verdi:

“17 Şubat Cuma gününü Cumartesi’ye bağlayan gece, Peygamberimizin (sav) ihsan ve ikram dolu mucizevi bir yolculukla Cenab-ı Hakk’ın yüksek huzuruna kabul edildiği Miraç gecesini, bu yıl yaşadığımız depremin hüznü ile idrak edeceğiz. Recep ayının 27. gecesinde gerçekleşen İsra ve Miraç; Peygamber Efendimizin (sav) önce Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya, oradan da Yüce Mevla’nın sonsuz ayet ve kudretini müşahede etmek için semalara uzanan, içerisinde pek çok ilahi hikmet ve bereketi barındıran manevi bir yolculuktur. 

Yüce Rabbimiz, imtihan şekillerini, sabrın önemini ve sonuçta sabrın kazanımlarını Kur’ân-ı Kerim’de bizlere şöyle bildirmektedir: “Andolsun ki sizi biraz korku, açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik ve üzüntüler) ile imtihan eder, deneriz. (Ey Peygamber) Sabırlı davrananları müjdele.”

6 Şubat 2023 tarihinde ülke olarak asrın felaketini yaşadık. Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 9 saat arayla 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi.10 ili etkileyen depremde binlerce vatandaşımız hayatını kaybetti. Milletçe büyük bir imtihandan geçtiğimiz bu felaket nedeniyle binlerce binanın yıkıldığı deprem bölgelerinde enkazlar da arama kurtarma çalışmalarına halen devam ediliyor. 

Bu durum, elbette bizleri ümitsizliğe ve karamsarlığa düşürmeyecektir. Bizler inanıyoruz ki, her zorluğun ardından mutlaka kolaylıklar vardır. Bizlere düşen, yaşadığımız bütün sıkıntıların birer imtihan vesilesi olduğu bilinciyle bu geçici dünyada bir mümine yakışır şekilde vakur ve asil bir duruş sergilemektir. İçinde bulunduğumuz bu hassas süreçle ilgili üzerimize düşen sorumluluğu harfiyen yerine getirip gerekli tüm tedbirleri alarak birbirimize kenetlenmektir. Biz bu coğrafyadaki bin yıllık tarihinde nice badireyi atlatmış büyük bir milletiz. Biz işgal girişiminden darbe ve teröre kadar nice saldırının üstesinden gelmiş bir devletiz. İnşallah bu zor günleri de geride bırakacağız. Milletçe birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğimiz müddetçe Allah'ın izniyle bu imtihanın da üstesinden alnımızın akıyla geleceğiz.

Miraç, Allah Resulü'nün yaşadığı sıkıntılı ve hüzünlü günlerin ardından hem onu teskin etmek hem de iman edenlere manen yükseliş ve yücelişin imkan ve yollarını göstermek gibi pek çok hikmetler barındırır. Miraç bizlere, yükselmenin ve yücelmenin tevhit, adalet, ahlak ve merhamet gibi yüce değerlere sabırla sahip çıkmamız ve başımıza gelen her türlü bela ve musibetleri metanetle karşılamamız gerektiğini anlatır. Allah'a kulluğu, peygamberine sadakati, nebilerin emanetine vefayı, mahlukata şefkati ve kutsal tüm değerlere hürmeti ifade eder. Müminin miracının özünde, insanlığın iyiliği ve hayrı için çalışmak vardır. Bu yönüyle insani değerlerin ve ahlaki erdemlerin iyice örselendiği, paylaşmanın ve infak etmenin görmezden gelindiği günümüzde insanlığın yeniden dirilişi için Miraç Gecesi büyük bir imkandır.

Başımıza bir üzücü olay geldiğinde isyana sürüklenmeden sabır ve metanetle Allah’a teslim olmak gerekir. Yüce Rabbimiz “Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez. Herkesin kazandığı hayır kendisine, yaptığı kötülüğün zararı yine kendisinedir.” buyurmaktadır. Peygamberrimiz ise; “Sabır, musibet ilk başa geldiği anda ortaya konulan tavırdır.”  buyurur. Dolayısıyla Müslüman kişi, dünyada her şeyin Allah’ın takdiri ile olduğunu bilmelidir. Dünya hayatına imtihan için gönderilen insan, bela ve musibetlerle denenecek ve sınanacaktır. Bu kulluk imtihanı nimetlere karşı şükür, sıkıntı ve zorluklara karşı sabırla kazanılır. Şükür ve sabrı kuşanarak bu imtihanı kazanan mü’minin hali gıpta edilecek bir haldir. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu durumu şöyle belirtiyor: “Mü’minin durumu ne kadar da hoştur! Zira her hâli kendisi için hayırlıdır. Bu durum yalnız mü’mine mahsustur. Başına sevinecek bir hâl geldiğinde şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir sıkıntı geldiğinde ona sabreder; bu da onun için hayır olur.”

Kullukta ve insani değerlerde en yüce mertebelere yükselişi simgeleyen Miraç Gecesi'nin, başta ülkemiz olmak üzere tüm insanlığı her türlü afat ve belalardan uzak kılması, zihinlerimize berraklık, kalplerimize ferahlık ve hayatımıza huzur getirmesi dileğiyle, bu mübarek gecenin bütün Müslümanların birlik, beraberlik ve kardeşliğinin pekişmesine, insanlığın barış, huzur ve hidayetine vesile olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum.”