MUZAFFER TEKELİOĞLU

MUZAFFER TEKELİOĞLU

EMANETİ EHLİNE VERMEK

A+A-

 

Emanet muhafaza edilmesi gereken, maddi ve manevi değeri çok yüksek olan şeydir. Böyle değerli bir şeyin ehline verilmesi en güzel harekettir. Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde, işlerin ehli olana yani layık olduğu kimselere verilmesi emrediliyor. Görev yerlerinin emanet olduğu, bu emanetlere riayet edilmesi, uyulması emredilmektedir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allah size, mutlaka emanetleri [işleri] ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle davranmanızı emreder.) [Nisa 58]

 Bir işe diplomalı kişilerle birlikte, o işi hakkı ile yapabilen liyakat sahibi kimseler getirilmelidir. Adam kayırmak, adama göre iş vermek uygun değildir. Her zaman işe göre adam seçmelidir. O eleman o işe layıksa o iş ona verilmeli, layık değilse, layık olanını aramalıdır. O halde yöneticilerin, her işin başına en uygun kişiyi bulup getirmeleri, dostluk, akrabalık, soyluluk ve ırk ayırımı yapmamaları gerekmektedir.

Ülkemizde son zamanlarda bazı haksızlıkların önlenebilmesi, toplumumuzda huzur ve barışın sağlanması için İslâm'ın çok önem verdiği emanetlerin ehline verilmesi prensibinin uygulanması kaçınılmazdır. Şahsi ihtiraslarını ve çıkarlarını gözeten insanların iş başına getirilmesi toplumda güven kaybına sebep olduğu gibi adalet duygusunun da zedelenmesine yol açar. Bu durum toplumlar için sonun başlangıcıdır. 

Bilgi ve inanç, siyasetin iki dinamiği olmalı, insan kişiliğinin bozulup parçalanmasına izin verilmemelidir. Kendine göre bir sistem kuran batı, insanları bu sisteme uydurmaya çalışıyor. Halbuki asıl olan insandır ve insana göre bir sistem kurulmalıdır. Tabii ki bu mükemmel sistem İslâm'dır. İslâm'la bağları kesmek ise, bir ideolojidir. Bu ideoloji, "içi dindar dışı laik" bir kişilik ortaya çıkarmış hem kişi hem de toplum bünyesinde derin yaralar açmıştır.

Bugün için en önemli sorun, insanlığın hâkim güçlerin haksız siyasi tasallutundan tam olarak kurtulamamış olmasıdır. Ancak, istenen ve beklenen kurtuluş, "görevin ehline verilmesiyle" büyük ölçüde gerçekleşmiş olacaktır. Çünkü insanların huzurlu, dünyanın da düzenli ve güvenli olması, emanetlerin ehline verilmesine bağlıdır. İşin, ehil olmayanların eline geçmesi ise, Hz. Peygamber (as)'in ifadesiyle: "Emanetin zayi edilmesi (yitirilmesi) dir.

Herhangi bir siyasi partinin, bir topluluğun üyesi olan kişiler liyakatine bakılmadan bir yerlere getiriliyorsa hem o kişiye hem de topluluğun güzel çalışmalarına zarar vermiş oluruz. Vatanını seven, bayrağına sahip çıkan, inancını yaşayan ve birde o işe ehil, liyakat sahibi insanlara sorumluluk verilmesi kanaatimi belirtmek istiyorum.

Bu yazı toplam 4538 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.